İstanbul'da doğdu. İzmir Amerikan Kız Lisesi ve Paris Yüksek Gazetecilik Okulu'nu bitirdi. Sorbonne Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tiyatro Araştırmaları Bölümüne devam etti. 1968-2001 yıllarında Milliyet Gazetesi'nde çalıştı. 1972'de arkadaşlarıyla birlikte Milliyet Sanat Dergisi'ni kurdu yönetti. Türkiye Tiyatro Eleştirmenleri (TEB), KA-DER , WINPEACE, Nazım Hikmet Kültür Sanat Vakfı kurucularından. Birçok kitabı arasında "Leyla Gencer:Tutkunun Romanı" İngilizce, Fransızca ve İtalyanca yayınlandı. 2001'den bu yana Cumhuriyet Gazetesinde yazar.
17 Ekim 2020
Sevgili ve Sayın PEN Üyeleri,
Beş yıldan beri, 2015 Ocak ayında PEN Türkiye Başkanı seçildiğimden beri, her ay sizlere mektup yazıyor, hem içinde bulunduğumuz durumu paylaşıyor, hem de dernek olarak neler yaptıklarımızı bildiriyorum… Kimi zaman hep ayni şeyleri söylüyormuş duygusuna kapılıyorum. Takvim değişiyor, coğrafya değişiyor, başoyuncular değişiyor ama işin özü değişmiyor.
Nedir işin özü?
İşin özü: Karşı devrim. İşin özü: Yalan talan düzeni. İşin özü: Laikliği, Anayasayı, hak ve hukuku yok sayma. İşin özü: Baskı ve yasaklar. İşin Özü: Gerilimi ve ayırımcılığı şahlandırmak. İşin özü ekonomik, siyasal ve toplumsal çöküntüler…
Şu son üç satırlık paragrafa, Anayasa Mahkemesi kararlarının yok sayılmasını, Covid 19 salgınında tüm sayıların gizlenmesini; eğitimin girdiği çıkmazı, ekonominin çöküşünü, 65 HDP’li belediyeden 51’ine el konulmasını, meslek kuruluşlarının “bizden olanlar” ve “düşman olanlar” diye yeniden yapılanmasını, her ay 30 kadının öldürülmesini, AKP’li olmayan belediyeleri çalıştırmamak için sürdürülen çabaları, Grup Yorum’a karşı sürdürülen zulmü, muhalif yayın yapanların hapse tıkılmasını, milli bayramların, meslek kuruluşlarının, STK’ların bir araya gelmesinin yasaklanmasını, ayırımcılığı, hatta Osman Kavala’yı “casus” Dario Fo’yu “PKK’lı” iddia etmeye varan tüm rezillikleri ve daha nicelerini sokabilirsiniz.
Bileşik kaplar gibi, rezillik her alana bulaşıyor. Bugün tüm mahkemelerin, öç alma, intikam alma aracına dönüşmesine artık kimse şaşırmıyor…
Ancak yılmayacağız. Ayaklarımızı yere sağlam basıp, kendimizi ve çevremizi koruyarak, ilkelerimizden hiç ödün vermeden, işimizi, mesleğimizi , yapabileceğimiz en iyi, en doğru biçimde yapmaya çalışacağız…
Hem Ulusal hem Uluslararası PEN Toplantılarımız halen çevrim içi devam ediyor.
Sizlere yazdığım Eylül Mektubumdan bu yana, Uluslararası iki toplantıya katıldık. Bunların birine, Çeviri ve Dil Hakları konusunda olanına Tarık Günersel; PEN’in düşünce ve ifade özgürlüğü üzerine olanına ben katıldım. Her ikisi de ilgiyle izlendi, düşünceler paylaşıldı… Dünyanın her yerinde baskı ve şiddettin yoğunlaştığı gözlemlendi.
Ekim Ayı Kitabı olarak Umur Talu’nun Literatür Yayınları’ndan çıkan “Senin Adın Corona Olsun - İnsanlığın Salgın Maceraları” kitabını seçtik. Ortaçağdan günümüze, tarihten coğrafyaya, psikolojiden sanata, edebiyattan sinema ve müziğe, doktorlardan sanatçılara varan bir uzamda, yazar bizi eşsiz bir yolculuğa çıkarıyor dedik. Savaşlar, zaferler, toplumsal olaylar, sanatsal yaratıcılıklar, insanlar ve olaylar arasında bağlantılar kurarak bize hiçbir şeyin rastlantısal olmadığını da gösteriyor, dedik. (Gerekçenin tümünü sitemizde bulabilirsiniz.)
Bu aydan başlayarak PEN Sitemizde iki yeni uygulamaya geçiyoruz.
1. “Korona Günlerinde” başlığı altında, deneme, öykü , şiir, yayınlayacağız… Tek kuralımız var. Boşluklu 3.500 vuruşu aşmayacak yazılar olacak. İlgilenenler “Korona Günlerinde” üst başlıklı yazılarını şimdiden yönetim kurulumuza, Tülin Dursun ve Haydar Ergülen’e yollayabilirler. E posta adresleri şöyle: tulindursun@gmail.com ve haydare@yahoo.com
2. Yine önümüzdeki günlerden başlayarak zoom uygulaması aracılığıyla , yazarlarla, yayınevleriyle yaptığımız mini - röportajları çevrimiçi yayınlamaya başlayacağız. Şu sıralarda bunun altyapısını hazırlamaktayız…
Sevgili ve Sayın PEN üyeleri,
Yazıyla kalın, sağlıklı kalın….
Sevgi ve saygıyla
Zeynep Oral.
PEN Türkiye Başkanı.