13 Eylül 2021

Sevgili ve Sayın PEN Üyeleri,

Bir de baktım son mektubu sizlere yazdım yazalı , koskoca bir yaz geçmiş aradan… Haziran, Temmuz , Ağustos…Günler kısalmaya başladı bile. “Kanlıca’nın ihtiyarları” misali, “bir bir hatırlamaktansa geçen sonbaharı”, derhal Eylül mektubunu yazmaya koyuldum. 

Yaz ayları boyunca yangınlarla seller arasında gidip gelirken… Irkçılıkla mülteci akını arasına savrulurken… Hoyratlık, açgözlülük, güç ve para hırsıyla doğa ve hayat yok edilirken…20 yılda 7 Eğitim Bakanı değiştirip, öğrenim yerine cehaleti, liyakat yerine kayırmayı yücelirken… Ve her alanda tüm referanslar dinselleştirilirken… Türkiye’nin Taliban’ın inancıyla alakalı ters bir yanı yok,” açıklamasını; sahteliği çoktan ispatlanmış davalarla  80 yaş üstü Generallerin hapse tıkılmasını; yargının ceza ve intikam aracı olarak kullanılmasını lanetlerken…Bir de baktım kişisel yasımla, toplumsal yasımı birbirinden ayıramaz olmuşum…  Geçelim.

PEN Ailesi olarak Haziranın son haftasında çok değerli üyemiz, dostumuz, arkadaşımız, varlığıyla onur duyduğumuz Yıldız Ecevit “Eserleriyle Yaşayanlar” arasına katıldı.  Araştırmacıydı, hocaydı, çok çalışkandı.   Hem Türk edebiyatı hem dünya edebiyatı üzerine araştırmaları, dersleri, eserleri, Türk romanı üzerine   kitaplarıyla birkaç kuşağın ufkunu açtı.  Ona borcumuz ve minnetimiz sonsuz.

Ağustos’un son günü ise usta tiyatro insanı, yazar, yönetmen, oyuncu sorumlu ve yapıcı bir aydın olan Ferhan Şensoy’u yitirdik.  PEN Yönetim Kurulu olarak onu şu sözlerle uğurladık.

“Yalnızca tiyatromuzun yüzakı yönetmenlerinden, yazarlarından, oyuncularından değil, aynı zamanda destansı yapıtlarıyla, Türkçenin hünerlerini sergileyen bir dil ustasını erken yitirmenin acısını duyuyoruz. Cumhuriyetin, demokrasinin, laikliğin yılmaz savunucusu Ferhan Şensoy, sanata, yeteneğe, çalışmaya değer veren herkesin gönlünde yaşayacak. Türkiye’nin başı sağolsun.”

Sonbahar yasımıza bir de müziğin ve direnişin efsane simgesi Mikis Theodorakis’in  bu dünyadan ayrılışı eklendi.  O bir devrimciydi: Düşüncede, hayatta  ve de müziğinde.  Onu,12 Eylül faşist darbe sonrasında tanımıştım.   O günlerde barışı, dostluğu, dayanışmayı savunmanın tehlikesi, tehdidi, korkusu herkesin yüreğine yerleşmişti.  Ve biz o günlerde  “ Türkiye Yunanistan Dostluk Derneği"ni kurmaya çalışıyorduk.  Başı çekenler Yaşar Kemal, Aziz Nesin, Zülfü Livaneli…  Derneği kurduk: İlk başkan Ekrem Akurgal oldu; iki Genel sekreterden biri Demirtaş Ceyhun, biri de ben…  İşte böyle…

Yunanistan’ın Theodorakis’in ölümünden sonra üç gün milli yas ilan etmesi, devletlerin sanata, sanatçıya gösterdiği saygı ve sevginin bir nişanıydı. Uygarlığın da bir ölçütü mü dediniz… Evet, öyle.  

PEN Temmuz Ayı kitapları olarak seçimimizi İstanbul Kültür Üniversitesi (İKÜ)  yayınlarından seçtik. Oxford Üniversitesi’nin dünyaca ünlü ‘Very Short Introductions / Çok Kısa Başlangıçlar’ dizisinden seçtiği 27 kitabı yayımlıyorlar. Bunların ilk üçü: Eğitimde çığır açan Jennifer M. Gidley’nin “Gelecek Mehmet” (Türkçesi: Çağrı Akyurt). Bernard Crick’in “Demokrasi” (T: Hande Orhon Özdağ) ve Edward Craig’in yazdığı “Felsefe” (T: Cenk Özdağ). Gelecek, Demokrasi ve Felsefe üçüne de çooook gereksinimiz var!  

Ağustos Ayında İstanbul Adalar Sanat İnisiyativi Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın evini müze ve araştırma merkezine dönüştürmek için kolları sıvadı.  Bu konuda epey yol da alında. Bu çalışmalarda    PEN adına Genel Sekreterimiz Tülin Dursun görev aldı. Kendisine müteşekkiriz.

“Adalet Sarayı”denilen mahkeme salonlarında ise yazar ve gazetecilerin davalarını, PEN adını ikinci başkanımız Halil İbrahim Özcan   izledi. Ona da müteşekkiriz. 

Türkiye’nin her yerindeki edebiyat toplantılarına da yönetim kurulu üyelerimiz Zeynep Aliye, Sevin Okyay ve Haydar Ergülen yetişmeye çalışıyor. Üçüne de teşekkürler. 

Ayrıca Yönetim kurulu üyemiz Sevin Okyay’a Adana Altın Koza Film Festivalinde  “Sinema Sanatına katkıları” nedeniyle bu akşam Orhan Kemal Emek Ödülü veriliyor. Kendisini canı gönülden kutluyoruz.

Yaz ayları boyunca gerek TYS ile gerek Yayıncılar Birliği ile ortak çalışmalarımız devam etti. İleriye dönük çeşitli tasarılar üzerinde çalışıyoruz… Bunlar kesinleştikçe sizlere bildireceğiz.

Uluslararası PEN ilişkilerinde ise internet aracılığıyla tüm faaliyetler dolu dizgin sürmekte. Bu konuda da en çok görev üstlenen Tarık Günersel ve ben oluyorum. Gündemdeki meseleler: “Afganistan ve Kadınlar”; “Hapisteki Yazarlar” ; “Göç ve Yazarlar” :… Bugüne kadar her ikimiz de   çeşitli toplantılara katıldık ve katılıyoruz.  Üzerinde en çok durduğumuz konular, demokrasi, laiklik, düşünce ve ifade özgürlüğü…  Bütün bu toplantılar 20 -24 Eylül tarihlerinde yine çevrimiçi yapılacak olan Uluslararası PEN 100. YIL KONGRESİ için hazırlık çalışmaları…

Uluslararası PEN’in başkanı bu yıl değişecek.  Başkanlık için 3 aday var:

1)PEN Türkiye, İngiliz PEN ve Kürt PEN üyesi olan değerli yazarımız BURHAN SÖNMEZ. (Burhan  Sönmez’i , üyesi olmadığı  , farklı  3 kıtadan, 3 PEN Merkezinin aday göstermesinin  iyi bir yol olacağı konusunda görüş birliğinde olduk. Ve 152 kardeş PEN Merkeziyle çalışmalarımızı o yönde sürdürdük.)

2) PEN Arjantin, PEN KANADA, PEN San Miquel’in adayı Gioconda Belli.

3)İngiliz PEN, PEN Amerika ve PEN Nijerya’nın adayı Ben Okri. 

Değerli yazarımız Burhan Sönmez’e “Yolun açık olsun” diyerek, yaz mektubumu burada bitiriyorum.

Sevgi ve Saygılarımla

Zeynep Oral.

Share Box
Zeynep Oral