Dîyarbekir Surları Sırlarını Fransızca Fısıldıyor

Şeyhmus Diken
24 Ocak 2011, Pazartesi

Yazar Şeyhmus Diken’in DİYARBAKIR kitabı Fransızcada

Yazar Şeyhmus Diken’in Türkçesi ve Kürtçesi büyük ilgi gören ‘Sırrını Surlarına Fısıldayan Şehir, Diyarbakır’ kitabı, bir Fransız yayınevi Editions Turquoise tarafından Fransızcaya çevrildi. Daha önce birçok kez Türkçe ve Kürtçe basımı yapılan eserin, Fransızca baskısının da ilgi görmesi bekleniyor. Kısa adı DİTAV olan Diyarbakır Tanıtma Kültür ve Yardımlaşma Vakfı kitabın Fransızcaya çevrilmesi ile ilgili yazarın da katılımıyla tarihi Erdebil Köşkü’nde kahvaltılı bir basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısına Yazar Şeyhmus Diken, Diyarbakır Tanıtma Kültür ve Yardımlaşma Vakfı (DİTAV) Başkanı Erhan Akalınlar, DİTAV üyeleri, gazeteciler, yazarlar ve kalabalık bir davetli topluluğu katıldı.

DİTAV Başkanı Erhan Akalınlar, ‘Çevresindeki yerleşim yerleri ile birlikte 11 bin yıllık bir tarihe sahip olan kadim şehrimiz üzerine, ister bu kentte yerleşik olan bu kentin eski-yeni hemşehrileri olsun, isterse bir şekilde yolu buralardan geçmiş eski-yeni gezginler olsun; bu şehir hakkında ya kitap yazmışlar ya da anılarını bir şekilde paylaşmışlar.

Nasırı Hüsrev, Evliya Çelebi, Polonyalı Simeon, Karlsten Niebuhr, Sestini bunlardan sadece bir kaçıdır.

Yeni kuşağın üretken isimlerinden ve vakıf üyemiz Şeyhmus Diken eskiden beri süregelen hafıza kültürünü şehir üzerinden bir kez daha bizimle paylaşmıştır.

Şeyhmus Diken yazarlık serüvenine başladığı 1997’den bugüne kadarki 15 yıl içinde 12 kitap yazdı. Bu kitaplardan dördü "Diyarbekir Diyarım Yitirmişem Yanarım", "İsyan Sürgünleri", "Amidalılar Sürgündeki Diyarbekirliler" ve "Sırrını Surlarına Fısıldayan Şehir, Diyarbakır" genel başlığıyla 2000 sayfayı bulan "Saklı Kentin Tarihinin Tanıkları" olarak hafızalarda hak ettiği yeri aldı.

İşte bu dört kitaptan biri olan Diken’in "Sırrını Surlarına Fısıldayan Şehir, Diyarbakır" kitabı yayınlandığı 2002 yılından bu yana binlerce okurla buluştu ve İletişim Yayınları arasında altı baskı yaptı. Şehir üzerine yazılan kitaplar, çok azdır ve kıymetlidir. Diken’in kitabı 2006 yılında, Diyarbakır’da kurulmuş olan ve hâlâ faaliyetlerine devam eden Lis Yayınları tarafından Zeyneb Yaş’ın çevirisiyle, "Dîyarbekir" ismiyle Kürtçeye çevrilerek basıldı.

Türkçe basımının onuncu yılında Fransa’da "Editions Turquoise" Yayınevi tarafından Ariane Bonzon ve Mehmed Uzun’un önsözleri ile François Skvor’un çevirisiyle, Fransızca olarak yayınlandı. Kitabın Fransızca çevirisine 2008 yılında başlandı ve 2 yıllık titiz bir çalışma sonucu kitap "Diyarbakır, La ville qui murmure en ses murs" ismiyle yayınlandı ve Fransa’daki kitapçı raflarında yerini aldı. Aralık 2010 tarihinde yayınlanan kitap, daha yayınının üzerinden bir ay geçmeden Fransa’nın bilinen kitap evlerinin internet sitelerinde ve raflarındayerini aldı.”

Diyarbekir’in fahri hemşehrisi Gabriel’e ithaf

DİTAV Başkanı Akalınlar sözlerine devamla; Kırkın üzerinde eski ve yeni Diyarbakır fotoğrafları ile de zenginleştirilen kitabın, aynı zamanda “eski Dîyarbekir’in bizce fahri hemşehrilerinden biri olan ve Diyarbakır Surlarını yıkımdan kurtaran Fransız mimar ve arkeolog Profesör Albert Louis Gabriel’e, Şeyhmus Diken tarafından ithaf edildi. 2011’in ilkbaharı ile birlikte Fransa’nın Paris, Strazburg ve Rennes şehirlerinde imza ve söyleşileri programlanan Şeyhmus Diken’in Fransızcaya çevrilip yayınlanan Diyarbakır kitabı ile artık rahatlıkla Diyarbakır, Fransızcada diyebiliriz’ şeklinde konuştu.

Daha sonra söz alan Diken’in kitabını 2006 yılında Kürtçe’ye çevirtip Lis Yayınları arasında yayınlatan yayıncı ve yazar Lal Laleş; “Diyarbakır'ın hangi kapısından girerseniz girin, (Suriçi'nin daracık küçelerine dalıp, Yenişehir'in cıvıl cıvıl, rengahenk caddelerini arşınlasanız da) eninde sonunda atınız, Amidalı Şeyhmus Diken'in kapısında duracaktır. Kavliniz vardır Şeyhmus Diken'le: Ser seran ser çavan.” Diyerek konuşmasına başladı.

Yayıncı Lal Laleş Diken’in şehri kaba mekânlar manzumesi olarak görmediğini tersine insanla mekânı buluşturduğundan söz ederek konuşmasını şöyle sürdürdü; “Diyarbekir'i anlatırken her seferinde sesiyle, mağrur anlatımıyla, insanı bambaşka bir diyara götürür Şeyhmus Diken. Onun anlatımında Ulu Camii, Surlar, Ermeni, Süryani ve Keldani Kiliseleri, Diyarbekir Evleri bambaşka bir tarih nesnesine dönüşür. Diyarbekir'in kültürü, tarihi, Allah-u Ekber nidalarıyla birbirine karışan çan sesleri, sürgünleri, sürülenleri, kafleden kurtulan kılıç artıkları, tüm bu devinimler, hikâyatlar, meseller, sesler, görüngüler, acılar ve umutlar, ustanın anlatımında bulur ruhunu. Hemşehrisi olduğu "Diyarbekir Hikâyeleri" Fırat'ın öte yakasına kanatlanır, hulasa yedi düveli boydan boya aşarak dolaşır. Rahatlıkla diyebiliriz ki Şeyhmus Diken, Diyarbekir'in uzağa, uzama ulanan, ulandıkça açılan kültür pencerelerinde en önemlisidir.”

Şehrin eski çok dinli ve çok kültürlü yapısının da Diken’in anlatılarında baş aktör olduğu vurgusuyla Lal Laleş konuşmasını şu sözlerle tamamladı; “Şeyhmus Diken'in daha önce Kürtçe’ye çevirdiğimiz ve şimdi Fransızca’sı dolaşıma giren sadece “Sırrını surlarına Fısıldayan Şehir, Diyarbakır” ile değil; diğer kitaplarıyla da Kürtlerle, Türklerle, Süryanilerle, Ermenilerle, Keldanilerle, Yezidilerle, hâsılı tüm öteki’lerle kavli varmış.” Şehri tanımada “Diken’in emeği!

Şair ve Yazar Şener Özmen ise; Şeyhmus Diken’in üzerinden “bir Dîyarbekir okuması” yapmasının bu eski ve kadim şehri tanımada büyük katkılarını gördüğünü ve Diyarbakırlı olmamasına rağmen kendisinin “aidiyet bağıyla” kendini Diyarbakırlı olarak görmesinde “Şeyhmus Diken’in edebiyatının çok büyük emeğinin” olduğunu vurguladı.

Daha sonra söz alan Yazar Şeyhmus Diken ise şunları söyledi: ‘2001 yılının sonuydu, kitabı tamamlamış yayınevine yollamıştım. Diyarbakır’dan ve dışarıdan bir grup yazar arkadaşla oturuyorduk. Sordular kitabı, adıyla birlikte söyledim. Dudak kıvırdılar "böyle ad olur mu?" dediler. Ve eklediler "Keşke daha kısa tek veya iki kelimelik bir ad bulsaydın". Karşı çıktım ve hepsine birden muhalefetimi dile getirdim. Şehir üzerine yazdığım kısa şiiri paylaşarak yazar arkadaşlara dedim ki;

Sanmayın ki dili yok,
Elbette var.
Taşlarının diliyle konuşur,
Sırlarını Surlarına
Fısıldayan memleket…

Sonra kitap çıktı. Üzerine epeyce yazılar yazıldı. Üç ayda üç baskı yaptı. Zaman içinde 6. basımına ulaştı. İletişim Yayınevinin "memleket kitapları" dizisinin hiçbir şehir kitabı bu ivmeyi yakalayamadı. Bu ivmede elbette Diyarbakır’ın hakkını da teslim etmek gerek. 2004 senesinde Diyarbakır’da düzenlenen Diyarbakır 4. Kültür Sanat Festivalinde "Surlar Sırlarını Paylaşıyor" sloganı festivalin çağrısı oldu.

Diyarbakır İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, hazırladığı kent rehberine "Tarihin Surlara Yazıldığı Kent, Diyarbakır" ismini uygun gördü. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ise Tanıtım Rehberi broşürüne, "Sırrını Surlarında Saklayan Şehir" başlığını koydu. Udi Yervant Bostancı arkadaşım 2006 yılında hazırladığı müzik CD’sine "Sırrını Surlarına Fısıldayan Şehir-Diyarbakır-Dikranagerd-Amed" adını uygun buldu. 2008 yılında Frankfurt Kitap Fuarına gitmek üzere hazırlanırken kitabın yayınevi İletişim’den bir telefon geldi. Kitabın yayın haklarını bir Fransız Yayınevi almıştı. Hoşuma gitti. Birkaç gün sonra Frankfurt’ta Editions Turquoise’nin yayıncısıyla buluştuk. Fransızcaya çevirip yayınlamak üzere bir şehir kitabı aradığını, İstanbul’da dostu bir şairin önermesi üzerine nasıl bir gecede sabahlayarak kitabı okuyup hemen karar verdiğini paylaştı.

Kitap Fransız okur için yeniden yazıldı

Kitabın çevirmen François Skvor’la en az üç yüz kez internet üzerinden yazışılarak adeta yeniden yazıldığını vurgulayan yazar Şeyhmus Diken, sözlerine devamla; “Haklı olarak çevirmenim diyordu ki; sen bu kitabı standart bir Türkiyeli okura göre yazmışsın. Türkiyeli okurlar; Kürtleri, Diyarbakır’ı kısmen bilebilir. Ama biz Kürtleri, Türkiye’yi hele Diyarbakır’ı hiç bilmeyen sıradan Fransız okuruna açıklayacak noktaları da dile getiren bir kitapla Fransız okurunun karşısına çıkmalıyız. Bu pencereden yeni eklerle adeta kitap Fransızca için yeniden yazıldı diyebilirim. Kitaba önsöz yazan Ariane Bonzon ile iki gün boyunca bütün Diyarbakır’ı birlikte dolaştık. Sonra da dönüp önsözünü yazdı. Aslına sadık kalarak ama Fransız okurları için kelime kelime yeniden elden geçirilip zenginleştirilerek Sırrını Surlarına Fısıldayan Şehir, Diyarbakır kitabının Fransızcası çıktı. Türkçesi ve Kürtçesi ile birlikte şimdiden Diyarbakır kitabı üç dilde. Şehir adına da, kendi adıma da bu çok hoş bir duygudur. Paylaştığım için mutluyum’ dedi.

Sekiz yıl süreyle Fransız Arte televizyonunun İstanbul temsilciliğini yapan ve 2010 yılında Ahmet İnsel ile Michael Marian’ın “Ermeni Tabusu Üzerine Diyalog” kitabını yayına hazırlayan Ariane Bonzon, kitap yayınlanmadan evvel Diyarbakır’a gidip Şeyhmus Diken’le görüştükten sonra kitaba yazdığı önsözde; “Diyarbakır kalbinin içindeki Dicle gibi, Şeyhmus Diken’in hikâyesi kentin ruhuna inmektedir. Tabi ki bazı sayfalarında gözyaşları ve kanlı olaylar anlatılmakta. Fakat birden bire nehir-kitap dirsek gösterdiğinde hikâye daha sakin ve melankolik bir akış almadan akıntının şiddeti gülümseyen ve mutlu anılar kasırgasına dönüşmektedir. Okuyucu rahatlasın, çünkü Şeyhmus Diken çekingenliğin zarifliğine sahiptir. Şeyhmus Diken Aralık 2009’un bir gününde bana da yaptığı gibi sizi Diyarbakır sokaklarına götürmektedir.” Bonzon; “kaybolan ebedi gerçeğin kitabı”.

“Kitap, kaybolan ebedi gerçeğin kitabıdır. Şeyhmus Diken’in hafızasında halen canlı gerçek. Çok kalabalık bir hafıza… İşte fırın sahibi Ömer ve sonra Diyarbakır hipodromunun ünlü cokeyi Tahir Ağa veya açık hava sinemasının makinisti Fikri ve daha birçok şey. Gülümsersiniz ve gülersinizde. Müminlerine güneşe istediklerini yaptırabileceğine inandıran şeyhin ticaret anlayışı. Ve dahası asılma cezası alan bir mahkûmun yaşama ve erkekliğe son övgüsü.”diyor. Ariane Bonzon, Diken’in her hangi bir moda akıma kapılmadan bir şehir kitabı yazdığını belirterek önsözünü şöyle tamamlıyor; “Şeyhmus Diken, Türkiye’de henüz moda olmadan bugün hemen hemen hepsi yok olmuş Diyarbakır Hıristiyanlarının hikâyelerini de anlatmakta. Ağacan’ların oğlu olan bir Ermeni – 1915’teyiz – bir kilisenin çatısına sığınıp din değiştirmektense kafasına bir kurşun sıkmayı tercih etmesi. Süryani arkadaşı Cercis de var, Nuh’un soyundan geldiğini söyleyen. Bugün birçok batılı Türklerin, Hıristiyan geçmişlerine ani ilgisini sadece kendilerini Avrupa’ya “iyi göstermek” için yapılan bir hareket olarak görmekte. Türkiye içerisinde bulunan ve az itibar gören kimi kişiler ise bugün sürekli ve yeniden canlanan etnik ve dini milliyetçiliği önlemeye çalışmaktadırlar ve bu şahsiyetlerin sayıları çok azdır. Şeyhmus Diken’in kitabı ise silahlarından sadece bir tanesidir.”

Şeyhmus Diken kimdir?

Şeyhmus Diken, Diyarbakır’ın en eski mahallelerinden olan Ali Paşa Mahallesinde Çeltik Kilisesinin karşısındaki eski bir Diyarbakır evinde 1954 yılında doğdu. İlkokulu Mardinkapıdaki Cumhuriyet İlkokulunda, ortaokulu Ziya Gökalp Lisesinin orta kısmında okudu. Ziya Gökalp Lisesinde başladığı liseyi Diyarbakır Lisesinde tamamladı. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset ve İdari Bilimler Bölümü 1978 mezunu olan Şeyhmus Diken evlidir, Dara ve Dengin isimlerinde iki oğlu vardır. İçişleri Bakanlığı bünyesinde kısa süreli mülki amirlik (üç yıl) memuriyeti 12 Eylül askeri darbesi ile son bulmuştur. Yaşamını Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinde Başkan Danışmanı olarak sürdürmektedir. Uzun yıllardır sivil toplum alanını kendine uğraş olarak seçmiştir. Aktif bir sivil toplumcu olan Şeyhmus Diken, çeşitli sivil toplum örgütlerinde gönüllü olarak yönetici, üye ve danışma kurulu üyesi kimlikleriyle çalışmaktadır. Sivil Toplum alanının dışında Kent Kültürü, Kent Kimliği ile Yerel ve Sözlü Tarih ilgi alanıdır.

Yazar kimliği nedeniyle Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS) ile Kürt Yazarlar Derneği üyesi ve Uluslararası PEN Yazarlar Örgütü Türkiye Merkezi’nin Diyarbakır Temsilcisi’dir. Şeyhmus Diken 7 yıldan bu yana her Pazar "Günün Doğusu" köşesi ile BirGün gazetesinde ve yayın hayatına başladığı günden bu yana da www.bianet.org sitesinde sürekli olarak yazıyor. Şiirsel metinlerinden oluşan Taşlar Şahit kitabından 13 şiiri Amerika Birleşik Devletlerinin Los Angeles şehrinde yaşayan Dîyarbekirli Ud sanatçısı Yervant Bostancı tarafından bestelenip Taşlar Şahit ismiyle müzik cd’si yapıldı.

"Diyarbekir Hikâyeleri" Tiyatro oyunu İmgesel Düşler Tiyatro Topluluğu tarafından oyunlaştırılarak 2004 yılında Ağrı’dan Kızıltepe’ye kadar 12 yerleşim yerinde 16 kez sahnelenerek 7000’in üzerinde seyirci ile buluştu. Diyarbekir Hikâyeleri, aynı yıl Diyarbakır Devlet Tiyatrosunun Orhan Asena Tiyatro Festivali ile Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinin Kültür ve Sanat Festivalinde sahnelendi.

Yayınlanmış kitapları

Kürdilihicazkâr Metinler (Doruk, Ankara 1997)
Güneydoğu'da Sivil Hayat (Metis, İstanbul 2001)
Sırrını Surlarına Fısıldayan Şehir, Diyarbakır (İletişim, İstanbul 2002, 6. Baskı 2007)
Diyarbekir Diyarım Yitirmişem Yanarım (İletişim, İstanbul 2003, 3. Baskı 2009)
Tango ve Diyarbakır (Lîs, 2004 Diyarbakır)
İsyan Sürgünleri (İletişim, 2005 İstanbul, 2. Baskı 2010 Ekim)
Türkiye'de Sivil Hayat ve Demokrasi (Dipnot, Ankara 2006)
Amidalılar, Sürgündeki Diyarbekirliler (İletişim, İstanbul 2007, 2. Baskı Ekim 2009)
Taşlar Şahit (Lîs Yayınları, Diyarbakır Şubat 2008, Eklerle 2.basım 2008 Aralık)
Zevalsiz Ömrün Sürgünü Mehmed Uzun (Lis Yayınları-2009 Ocak)
Diyarbekir El Sallıyor (Diyarbakır Tabip Odası Yayını. Türkçe-Kürtçe-İngilizce 2009 Ekim Diyarbakır)
Bir Kürdün AKP Okumaları (Evrensel Yayınları. 2009 Kasım. İstanbul)

Çevrilmiş kitapları

Diyarbekir, Bajarê Ku Razên Xwe Ji Bircên Xwe Re Dibilîne (Sırrını Surlarına Fısıldayan Şehir: Diyarbakır kitabı, Kürtçenin Kurmancî lehçesine çevrilerek, Lîs Yayınları arasından çıktı.
Çeviri: Zeynep Yaş, Diyarbekir, 2006)
Dûrxirawekanî Raperîn (İsyan Sürgünleri Kürtçenin Soranî lehçesine çevrilerek Herêma Kurdistan Wezareta Rewşenbîrî Yayınları ve Bîr Yayınları’nın ortak kitabı olarak çıktı.
Çeviri: Feyzullah Brahîm Xan, 2007)
Diyarbakır La ville qui murmure en ses murs. (Sırrını Surlarına Fısıldayan Şehir, Diyarbakır Editions Turquoise yayınevi tarafından Fransızcaya çevrilerek Paris’te yayınlandı.
Çeviri: François Skvor. Önsöz: Ariane Bonzon ve Mehmed Uzun. Aralık 2010-Paris)

Share Box